dindar bilinç düşünmeyi öğrendikçe allah’ın yerini tanrı alır, çünkü bu süreçte tikelden tümele, yerelden evrensele yükselmiş olur.
dil dua ederken allah’a (sözcük), zihin düşünürken tanrı’ya (kavram) gereksinim duyar.
sözcüğün ait olduğu bir ulus vardır, kavramınsa yoktur.
siddhartha gautama (सिद्धार्थ गौतम)
• yahve (יהוה)
• allah (الله)
tüm bu adlar en nihayet birer sözcüktür.
us düzeyinde tanrı’nın kavramı olur, özel adı olmaz, olsaydı lisanı da olurdu.
tanrının kelamı olur lisanı olmaz, zira kur’an kelam-ı ilahi’dir, lisan-ı ilahi değil.
önce, tanrı hakkında konuşmanın vebalini müdrik olanlar yanıt vermeli:
• bir ulus olarak araplar, bir dil olarak arapça tarih sahnesine çıkmadan önce tanrı’nın bir adı yok muydu?
• son peygamber’den (7. yy’dan) önceki peygamberler de ‘allah’ özel adını mı kullanıyorlardı?
Dücane C.